14 Şubat 2010 Pazar

12 Şubat 2010

Sabaha karşı aldığımız telefon üzerine apar topar hazırlanıp hasanpaşaya indik (Yanlış hatırlamıyorsam benzin almak için koşuyolu petrol ofisinde durduğumuzda 3 çeyrek sularıydı). Sözkonusu şikayetçinin dar bir arasokaktaki 3 katlı apartmanın orta katındaki evine geldiğimizde daire ışıkları yanıktı.

Şikayetçi'nin annesi endişeli bir şekilde bize, 3 gündür uyku uyuyamayan kızının krizleri artık felak-nas kombinasyonunu dinlemiycek haddeye ulaştığında, masasının üzerinde bulduğu telefon numarasından ulaştığını söyledi. 19-20 yaşlarında,anlaşıldığı kadarıyla yakın zaman içinde ortya çıkmış halisünatif etki var,insomnia belirtileri... Batuhan kız ile (ulaştığımızda net bit histeri krizi geçirmekteydi) iletişim çabalarına girişmesinin hemen akabinde bir takım "fısıltılardan" şikayetçi olduğunu anladı. Oğuzhanla odayı araştırmaya başladığımızda Batu telkin-sorgu faslına devam ediyordu. Mekanı dikkatli analiz ettiğimde yaklaşık 10 metrekarelik odanın iç duvarına yaslı elbise dolabıyla kapının yanındaki sütun arasında, önü tahta bir paravanla örülü bir ölü alan olduğunu farkettim.Dolabın içinden bu tarafa bakan paneli yokladığımda kapağı keşfetmem zaman almadı.

Bizimkileri uyarmama paralel kapağı açarken içeriden aldığım darbeyle geri fırladım. kara bir insan silüeti (Oğuzhan üzerine çarşaf gibi birşey geçirdiğini söylüyor), manasız bir hızla kendini dışarı attı. Hemen hemen aynı saniye içinde odanın camını kırıp sokağa atladı. Onu takip eden Batuhan yaklaşık 5 dakika sonra eli boş, yanmayan sokak lambalarını ve piçin insan üstü hızını bahane ederek apartmana girecekti. Sarı'nın, kaçan her kimse arkasında bıraktığı ufak bir karton parçasını bulması nispeten olumlu bir haber oldu. Esas şaşkınlığı,karton parçası sandığımız şeyin altında
devamlı hareket eden binlerce mikroskobik ayağın olduğunu farkettiğimizde yaşayacaktık

Kızın medipol acile sevkine yardımcı olduktan sonra. İstikametimiz göztepe oldu. Yağız'ı sabahın dördünde uyandırmak bir sabır sınavı,fakat bikaçyüz kilometre içinde başka bir kriptozoolog bulma şansımız fazla olmadığından şişmanın bütün kahrını çekiyoruz. Allahtan Elimizdeki hayvana ayaküstü bir göz atması bütün uykusunun açılmasına yetti. ilk izlenimlerinden bir tür kiripedit (sanırım böyle söyledi) olduğunu söylüyor fakat şimdiye kadar incelediği tüm türlerin dışındaymış.Birkaç gün üzerinde çalışması gerekicekmiş. Bizim de fazla alternatifimiz yoktu zaten. Ertesi gün iş olmasının ve yorgunluğun baskısıyla dağıldık.

Daha sonra olay yerinde yaptığımız incelemede siyahlı piçin o göt kadar bölmede ne kadar zamandır ve nasıl barındığına dair hiçbir bulgu elde edemedik,topu topu 50santimetrekarelik yerden kıza geceleri fısıldayıp duruyormuş. Amacının ne olduğuna ve onu nasıl tekrar bulabileceğimize dair ipuçlarının elimizdeki yegane kanıttan geçtiğine dair makul bir içgüdüm olmasından rahatsızlık duymuyorum. Yağızın hafta sonunu boş geçirmediğini ümit ediyoruz...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder